Duyu Organlarının Yapısı ve İşleyişi Konusuna Ait Sayfa

Konu Detayı Sayfası

Duyu Organlarının Yapısı ve İşleyişi

İnsan Fizyolojisi

Denetleyici ve Düzenleyici Sistem, Duyu Organları

1632

Özetini Okumak İçin Tıklayınız...

Duyu Organlarının Yapısı ve İşleyişi

Duyu organları, çevremizdeki çeşitli uyarıcılara (ışık, ses, dokunma, tat, koku) tepki veren ve bu bilgileri sinir sistemine ileten yapılar olarak işlev görür. İnsan vücudu, beş duyuyu (görme, işitme, dokunma, tatma, koku alma) sağlayan çeşitli duyu organlarına sahiptir. İşte bu duyu organlarının temel yapısı ve işleyişi:

  1. Görme (Gözler):

    • Gözler, ışık uyarılarını algılayan ve görüntüleri sinir sitemine ileten organlardır.
    • Göz, kornea, mercek, iris ve retinadan oluşur.
    • Retina, ışık uyarılarını elektriksel sinyallere dönüştürür ve optik sinir aracılığıyla beyne gönderir.
  2. İşitme (Kulaklar):

    • Kulaklar, ses dalgalarını algılayan ve işitsel bilgileri sinir sitemine ileten organlardır.
    • Kulak, dış kulak, orta kulak ve iç kulaktan oluşur.
    • İç kulaktaki koklea, ses dalgalarını sinirsel impulslara dönüştürür ve işitme siniri aracılığıyla beyne iletilir.
  3. Dokunma (Deri ve Duyu Receptorleri):

    • Deri, dokunma, basınç, sıcaklık ve ağrı gibi duyumları algılayan birçok duyu reseptörüne sahiptir.
    • Duyu reseptörleri, derideki sinir uçlarıdır ve çeşitli dış uyarıcılara tepki verirler.
  4. Tatma (Dil):

    • Tat alma duyusu, dil üzerindeki tat tomurcukları aracılığıyla gerçekleşir.
    • Tat tomurcukları, tat alma hücrelerini içeren papillalarda bulunur ve tatlı, ekşi, tuzlu ve acı gibi tatları algılarlar.
  5. Koku Alma (Burun ve Koklama Duyusu):

    • Koku alma duyusu, burundaki koku reseptörleri aracılığıyla gerçekleşir.
    • Koku reseptörleri, koku moleküllerini algılar ve koku siniri aracılığıyla beyne iletilir.

Duyu organlarının yapısı ve işleyişi, çevresel uyarıcılara duyarlı oldukları için vücudumuzun çevresini keşfetmemize ve çevremizle etkileşime girmemize olanak tanır. Bu duyu organlarının sağlıklı işlevi, vücudumuzun çevresel değişikliklere uyum sağlamasına ve hayatta kalmasına yardımcı olur.

Image

Reseptörler

Duyu organlarında çeşitli uyarıları almak için özelleşmiş hücrelere Reseptör denir. Dış çevreden gelen uyarıları alanlarına Dış Reseptör, iç çevreden gelen uyarıları alanlarına ise İç Reseptör adı verilir.

Deride sıcak ve soğuğu algılayan reseptörler dış reseptördür. Kan basıncı, vücut sıcaklığı, kandaki su miktarı gibi özellikleri algılayan reseptörler ise İç Reseptördür.

  • Kemoreseptörler, Bunun ve dilde bulunur. Kimyasal uyarıları algılar. Susuzluk hissinin oluşmasında görev yapan Ozmoreseptörler iç kimyasal reseptör örneğidir.
  • Fotoreseptörler, Gözde ışık uyarılarını algılar.
  • Mekanoreseptörler, Deri, dil ve kulakta bulunur. Mekanik ve fiziksel uyarıları algılar.
  • Termoreseptörler, Deride bulunan, sıcak ve soğuk gibi uyarıları algılayan reseptörler.
  • Ağrı Reseptörü, Ağrı duyusunun algılanmasını sağlayan beyin dışında bütün dokularda bulunan reseptörlerdir.

DERİ

Deri, dokunma duyusu organıdır. Yapısında epitel doku ve bağ doku olmak üzere iki çeşit doku bulunur. Üst deri ve alt deri olmak üzere iki kısımda incelenir.

Epitel Doku

Vücudun dışını kaplayan, vücut içindeki boşlukları ve organları çevreleyen dokuya denir. Hücrelerinin arasında kan damarı ve sinirler bulunmaz. Mekanik yaralanmalara ve hastalık yapıcı etkenlere karşı vücudu korur, sıvı kaybını azaltır.

  • Örtü epiteli, duyu epiteli ve bez epitel olarak üç kısma ayrılır.

Bez ve Duyu Epiteli

Bez Epiteli,  Salgı üreten epitel dokudur. Tükürük, ter, gözyaşı gibi dış salgılar, tiroksin ve insülin gibi hormonlar salgı epiteli tarafından salgılanır.

Duyu Epiteli,  Duyu organlarının yapısında bulunur. Aldığı uyartıları duyu sinirlerine iletir. Dildeki tada duyarlı reseptörler epitel hücresidir.

Örtü Epiteli

Tek Katlı Örtü Epiteli: Yassı, kübik ve silindirik tipleri vardır. Yassı epitel kılcal damarlarında, kübik epitel böbrek üstü tübüllerinde, silindirik epitel ise bağırsakların iç yüzeyinde (emilim yapılmasını sağlar) bulunur.

Çok Katlı Örtü Epiteli: Kendini hızla yenileyebilen bir dokudur. Vücudu örten deride, anüste ve mesanede bulunur.

Bağ Doku

  • Vücutta geniş bir alan kaplayan, kan damarları ve sinirler bakımından zengin olan bir dokudur.
  • Hücre dışı sıvılarda az sayıda hücre topluluklarından oluşur.
  • Farklı görevleri olan hücreler ile ara madde (bol miktarda bulunur) ve bağ doku liflerinden oluşur.
  • Bağ doku; gevşek bağ doku, lifli bağ doku, kan doku, kemik doku, kıkırdak doku ve yağ doku olmak üzere çeşitlere ayrılır.
  • Deride gevşek bağ doku bulunur.

Temel Bağ Dokunun Lifleri

Kollajen Lifler, Mekanik etkilere karşı dirençli olan liflerdir. Çekilmeye karşı dayanıklıdır. Tendonlarda bol miktarda bulunur.

Ağsı (Retiküler) Lifler, Doku ve organların etrafını sararak onlara desteklik sağlar. Dalak, lenf düğümleri ve karaciğerde vardır.

Elastik Lifler, Lastik gibi uzayabilen lif çeşididr. Deriye esneklik kazandırır ve alveoller ile kan damarlarının yapısına katılır.

Image

Temel Bağ Dokunun Görevleri

  • Kılcal damarlar ile hücreler arasında difüzyona elverişli bir ortam oluşturmak.
  • Kan damarı olmayan kıkırdak ve epitel dokunun beslenmesini sağlamak.
  • Yapısında bulunan bazı hücreler sayesinde vücut savunmasında rol oynamak.
  • Dokuların tamirini ve rejenerasyonunu (yenilenmesini) sağlamak.
  • Lifler sayesinde organlara desteklik sağlamak.

Temel Bağ Dokunun Hücreleri

Fibroblast Hücreleri, Bağ dokunun ara maddelerini ve liflerini sentezleyen hücrelerdir.

Makrofaj Hücreleri, Vücuda giren mikroorganizmaların yok edilmesinde görev yapan hücrelerdir.

Plazma Hücreleri, Antikor (savunma proteinleri) sentezlenmesinde görev yapan hücrelerdir.

Mast Hücreleri, Heparin ve histamin salgılar. Heparin kanın damar içinde pıhtılaşmasını engeller. Histamin kılcal damar geçirgenliğini artırır. Heparin bir polisakkarittir.

Melanositler, Sitoplazmadaki melanin pigmentleri sayesinde bulundukları dokuya renk veren hücrelerdir.

  • Yağ doku da bir bağ dokusu çeşididir.
  • Hücreler, ara madde ve kolajen liflerden oluşur.
  • Deri altında birikerek iç organların etrafını sarar ve onları darbelere karşı korur.
  • Yedek enerji deposudur.
  • Yağlar A, D, E, K vitaminlerinin bağırsaktan emilimini sağlar.

Vitiligo, deride pigment kaybından kaynaklanan, beyaz alanların görüldüğü bir deri hastalığıdır. Vitiligo hastalığında vücut kendi melanosit hücrelerin karşı antikor üretir (otoimmün hastalık). Yüz, dudak, el, kol ve bacak gibi vücudun herhangi bir kısmında beyaz alanların oluşmasına neden olabilir.

Image

Üst Deri (Epidermis)

  • Çok katlı epitel dokudan oluşur ve yapısında kan damarlarıile sinir yoktur. Üst kısmında keratinleşmiş ölü hücrelerden oluşan Korun Tabakası bulunur.
  • Korun tabakasının altında melanin pigmentlerinin bulunduğu ve canlı hücrelerden oluşan Malpighi Tabakası yer alır. Melanin pigmentlerini melanosit hücreleri üretir.

Alt Deri (Dermis)

Canlı hücrelerden oluşan bir tabakadır. Yapısında kan damarları, sinirleri kıl kökleri, yağ bezleri, ter bezleri, lifler (elstik ve kollajen lifler), düz kaslar ve duyu almaçları bulunur.

Ter Bezleri, Dudak ve gö kapağı dışında bütün vücut kısımlarında bulunur. Derinin vücut sıcaklığını düzenlemesi ve boşaltıma yardımcı olması ter sıvısı ile sağlanır.

Yağ Bezleri, Salgılarını kıl keseçiğine vererek derinin yumuşak kalmasını sağlar. Alın, başın saçlı kısmı ve burunda çok sayıda yağ bezi vardır.

Alt Derideki Almaçlar

Serbest Sinir Uçları, Ağrı duyusunun algılanmasını sağlayan bu hücreler dokunmaya, aşırı sıcağa ve iltihaplanmaya duyarlıdır.

Meissner Cisimcikleri ve Merkel Diskleri, Parmak ucu ve dudaklarda çoktur. Dokunmada görev alır.

Termoreseptör, Krause cisimciği soğuğu, Ruffini cisimciği sıcağı algılar.

Pacini Cisimciği, Ayak tabanında yoğun olarak bulunur ve basınca duyarlıdır.

Image

Tat Duyusu Dil

  • Dil üzerinde tadı alan Papilla denilen yapıların içinda tat tomurcukları bulunur.
  • Tat tomurcukları duyu hücreleri ve destek hücrelerinden oluşur.
  • Her tat tomurcuğunda dört tip tat reseptör hücresi vardır.
  • Bu kemoreseptörler özelleşmiş epitel hücrelerdir.
  • Tuzlu tat; yemek tuzu ile
  • Ekşi tat; hidrojen yolu ile
  • Tatlı tat; proteinler ile
  • Acı tat ise; kapsasinoid gibi çeşitli maddeler ile tanınır.
  • Bu tatlardan başka beşinci tat olarak ortaya çıkan Umami tadı, glutamat maddesinin algılanmasıyla tanınır.
  • Bir maddenin tadının algılanması için önce o maddenin mukus içinde çözünmesi gerekir.
  • Çözünen madde tat reseptörlerinde impuls oluşturur.
  • İmpulslar duyu sinirleriyle talamusa sonra beyin kabuğundaki tat alma merkezine taşınır ve tat algılanır.

Image

Koku Duyusu

  • Burun boşluğunun üst tarafında Sarı Bölge denilen koku alanı bulunur.
  • Sarı bölgede reseptörler ve epitel hücreler vardır.
  • Her biri sinir hücresi olan reseptör hücrelerinden çıkan siller mukus içinde yer alır.
  • Reseptör hücrelerin aksonlar ise beyinde Koku Soğancığı denilen yapıdaki sinir hücreleri ile sinaps yapar.
  • Buruna gelen koku molekülleri Bowman Bezlerinden salgılanan mukus içinde çözülür.
  • Çözünen maddelere bağlı olarak reseptör hücrelerde oluşan impuls, koku soğancığındaki sinirlere aktarılır.
  • Buradan talamusa uğramadan beyin kabuğuna gider ve koku algılanır.

Image

Görme Duyusu Göz

Göz küresi dıştan içe doğru Sert TabakaDamar Tabaka ve Ağ Tabaka olmak üzere üç tabakadan meydana gelir.

Sert Tabaka (Sklera, Göz Akı)

  • Lifli bağ dokudan oluşan ve en dışta bulunan sert tabaka gözün şeklini ve iç kısımlarını korur.
  • Yapısında kan damarı yoktur.
  • Sert tabaka öne doğru saydamlaşarak Korneayı (Saydam Tabaka) oluşturur.
  • Kornea ışığın kırılmasını ve göz merceğine ulaşmasını sağlar. 
  • Kan damarı olmadığı için gözün içindeki sıvı ile beslenir.

Damar Tabaka (Koroid)

  • Gözü besleyen kan damarları bakımından zengin tabakadır.
  • Bu tabakada bulunan pigmentler (Melanin Pigmentleri) göze gelen ışığın çoğunu emer.
  • Işığın yansımasını önleyerek net görüntü oluşmasını sağlar.
  • İris, göz bebeği, göz merceği, ön oda, arka oda, karanlık oda ve camsı damar tabakada bulunur.

İris ve Göz Bebeği

  • Damar tabaka gözün ön kısmında irisi oluşturur.
  • Göze rengini veren kısımdır.
  • Orta kısmında Göz Bebeği denilen delik bulunur.
  • İristeki düz kasların hareketi ile göz bebeği daralıp genişleyebilir.
  • Bu sayede göze giren ışık miktarı ayarlanır.
  • Az ışıkta genişleyip parlak ışıkta daralmasına Göz Bebeği Refleksi denir.
  • Bu refleks beyindeki sinir merkezlerinden kontrol edilir.

Image

Göz Merceği ve Göz Uyumu

  • İrisin arkasında ince kenarlı Göz Merceği bulunur.
  • Mercek göze gelen ışınları kırarak ağ tabaka üzerinde bir noktada toplar.
  • İrisin etrafında kalınlaşan tabaka Kirpiksi Cisim denilen ve yapısında düz kaslar bulunan yapıyı oluşturur.
  • Göz merceği Asıcı Bağlar denilen kaslar ile kirpiksi cisme bağlanır.
  • Yakındaki bir cisme bakılırsa kirpikci cisimdeki düz kaslar kasılır ve asıcı bağlar gevşer.
  • Mercek kalınlaşır, kırıcılığı artar ve küre biçimini alır, göz bebeği küçülür.
  • Uzaktaki bir cisme bakılırsa kirpiksi cisimdeki düz kaslar gevşer ve asıcı bağlar kasılır.
  • Mercek incelerek yassılaşır, kırıcılığı azalır, göz bebeği büyür.
  • Uzakta veya yakındaki cisimlerin görüntüsünün retina üzerine düşürülmesi için göz merceği kalınlığının kaslar yardımı ile ayarlanmasına Göz Uyumu (Akomodasyon) denir.

Image

Çubuk Hücreler

  • Siyah beyaz görmeyi ve cisimlerin şeklini algılamayı sağlar. Bu pigment karanlıkta üretilip ışıkta yıkılır.
  • Çubuk hücrelerinde Rodopsin denilen bir pigment bulunur.
  • Rodopsin sentezi için A vitamini gerekli olduğundan bu vitamin eksikliğinde Gece Körlüğü oluşur.
  • Rodopsin karanlıkta üretilip ışıkta yıkılır.
  • Karanlıktan aydınlığa aniden çıkıldığında rodopsin sentezinin yapıldığı gözün karanlığa alışması için geçen süreye Göz Kamaşması denir.

Koni Hücreleri

  • Renkli görmeyi sağlar ve kuvvetli ışıkta görev yapar.
  • Retinada kırmız, yeşil ve mavi ışığı algılayan koni hücreleri vardır.
  • Koni hücresi çeşitlerinin tamamı eksik olursa Tam Renk Körlüğü, bir ya da bir kaçı eksik olursa Kısmi Renk Körlüğü (Daltonizm) oluşur.

Sarı Benek ve Kör Nokta

  • Ağ tabakada çubuk ve koni hücrelerinin en yoğun bulunduğu yere Sarı Benek (Sarı Nokta) denir.
  • Sarı beneğin merkezinde koni hücreleri, kenarlarında ise çubuk hücreleri yoğun olarak bulunur.
  • Bu nedenle yan taraftan göze yaklaştırılan bir cismin önce şekli sonra rengi algılanır.
  • Görme sinirlerinin (optik sinirler) göz küresinden çıktığı reseptör olmayan kısım Kör Nokta olarak adlandırılır.

Image

Görme Olayı

IŞIK → KORNEADA IŞINLAR KIRILIR → IŞINLAR GÖZ BEBEĞİNDEN GEÇER → IŞINLAR GÖZ MERCEĞİNDE BİR KEZ DAHA KIRILIR → CAMSI SIVI → IŞINLAR RETİNA ÜZERİNE DÜŞER VE TERS GÖRÜNTÜ OLUŞUR → SARI BENEKTEKİ KONİ VE ÇUBUK HÜCRELERİ UYARILIR → GÖRME SİNİRLERİ İLE İMPULS ÖNCE TALAMUSA SONRA GÖRME MERKEZİNE TAŞINIR → BEYİNDE NET VE DÜZ GÖRÜNTÜ OLUŞUR.

Göze Yardımcı Yapılar

Kaşlar ve Kirpikler: Gözü güneş ışınlarından korur, yabancı maddelerin ve alından gelecek terin göze kaçmasını engeller.

Göz Kapakları: Gözü yabancı madde ve darbelerden korur.

Gözyaşı Bezleri: Gözyaşı gözün nemli kalmasını sağlar. Mikroplar gözyaşında bulunan lizozom enzimi sayesinde yok edilir.

Glokom, Katarakt ve Şaşılık

Glokom: Camsı sıvının fazlasını atan kanal tıkanırsa glokom denilen rahatsızlık oluşur. Göz basıncı artar, retina zarar görür ve körlük ortaya çıkar.

Katarakt: Göz merceğinin saydamlığını kaybetmesi sonucu oluşur. Ameliyatla düzeltilir.

Şaşılık: Gözü hareket ettiren kasların uzun veya kısa olması sonucunda oluşur. Ameliyatla düzeltilebilir.

Astigmat ve Presbitlik

Astigmat: Göz merceği ya da korneada oluşan düzensiz kavisler nedeniyle görüntü sarı lekeye bulanık olarak düşer. Net görüş, silindirik mercek ile sağlanır.

Presbitlik: Yaşlanma ile göz merceği esnekliğini kaybeder. Yakın net görülemez. İnce kenarlı mercek ile normal görüş sağlanır.

Image

Miyop

  • Gözün önden arkaya doğru çapı uzun veya göz merceğinin dışa kavisliği fazladır.
  • Görüntü retinanın önünde oluşur.
  • Yakını görüp uzağı net göremez.
  • Net görüş kalın kenarlı mercek kullanılarak sağlanır.

Hipermetrop

  • Gözün önden arkaya doğru çapı kısa veya göz merceği daha incedir.
  • Görüntü retinanın arkasında oluşur.
  • Uzağı görüp yakını net göremez.
  • Net görüş ince kenarlı mercek kullanılarak sağlanır.

Ön Oda, Arka Oda ve Karanlık Oda

  • Kornea ile göz merceği arasında kalan boşluğa Ön Oda, mercekle iris arasında kalan boşluğa da Arka Oda denir.
  • İki odanın içinde kirpiksi cisimden salgılanan sıvı ile doludur.
  • Bu sıvı mercek ile korneanın beslenmesini sağlar.
  • Mercek ile retina arasında kalan boşluğa Karanlık Oda denir. Bu boşluk Camsı Sıvı ile doludur.
  • Bu sıvı gözün şeklinin korunmasında ve beslenmesinde görev yapar.

Ağ Tabaka (Retina)

  • Işığı algılayan fotoreseptörler ve ağ şeklinde dağılmış sinir hücrelerinin bulunduğu en iç tabakadır.
  • Retinada Çubuk ve Koni Hücreleri olmak üzere iki çeşit fotoreseptör ve gangliyon hücreleri (görme siniri oluşur) bulunur.

Image

Kulak

  • Kulak, iki çeşit görevi olan bir organdır.
  • Bu görevler; işitme ve denge olaylarıdır.
  • İşitme olayında, oluşan impulsları beyin korteksine ileterek işitmeyi sağlar.
  • Denge olayında ise oluşan impulsları arka beyinde bulunan beyinciğe iletir.
  • Kısaca kulak işitme ve dengeden sorumlu bir organdır.

Kulak üç kısımdan oluşur.

  1. Dış Kulak
  2. Orta Kulak
  3. İç Kulak

1. Dış Kulak

  • Dış kulakta; kulak kepçesi, kulak yolu ve kulak memesi bulunur.
  • Kulak kepçesinden başlayıp kulak zarına kadar uzanan kısımdır.
  • Kulak kepçesi kıkırdak yapılı olup dışarıdan gelen ses dalgalarını toplar.
  • Bu ses dalgalarını kulak yolu ile kulak zarına iletir.
  • Kulak yolunda salgı üreten bezler bulunur.
  • Bu salgılar kulağa giren yabancı maddeleri tutarak kulak kirini oluşturur.
  • Ayrıca bu salgı kulak yolunu nemli ve esnek tutar.

2. Orta Kulak

  • Dış kulaktan kulak zarı ile iç kulaktan oval pencere ile ayrılmıştır.
  • Kulak zarı ile oval pencere arasında kalan bölümdür.
  • Orta kulakta birbiriyle eklem yapmış çekiç, örs, üzengi kemikleri bulunur.
  • Ses dalgalarının kulak zarında oluşturduğu titreşimler sırası ile; çekiç, örs, üzengi kemiklerinden geçerek oval pencereye ulaşır.
  • Orta kulak kemikleri ses dalgalarını 20 kat güçlendirerek iç kulaktaki oval pencereye iletir.
  • Orta kulak, östaki borusu denilen bir yapı ile yutağa bağlanır.
  • Östaki borusu; orta kulaktaki hava basıncı ile dış ortam arasındaki hava basıncının dengesini sağlar.
  • Yükseğe çıkma veya şiddetli ses gibi durumlarda kulak zarına gelen basınç östaki borusu ile dengelenir.
  • Kulak zarının fazla basınç durumlarında zarar görmesi önlenir.
  • Ağız ve yutakta bulunan bakteriler östaki borusundan orta kulağa ulaşırsa Orta Kulak İltihabı oluşur.
  • Östaki borusu normalde kapalı bir yapıdır.
  • Kulak zarına dışarıdan uygulanan basınç ile açılır.
  • Normalde kapalı olması insanın kendi sesinden rahatsız olmasını önler.

Image

3. İç Kulak

  • İç kulakta, hem işitme hem de denge duyusu ile ilgili yapılar yer alır.
  • Oval pencere ile başlayan iç kulak karmaşık bir yapıdır.
  • İç kulakta; oval pencere, dalız, yarım daire kanalları, kesecik, tulumcuk, salyangoz, Corti (korti) organı, mekanoreseptörler bulunur.
  • Bu yapılardan salyangoz ve korti organı işitmeden sorumlu yapılardır.
  • Yarım daire kanalları, dalız, kesecik ve tulumcuk ise dengeden sorumlu yapılardır.

Image

İşitme ile İlgili Yapılar

  • Dalızın alt kısmında Salyangoz yer alır.
  • Salyangoz açılarak incelendiğinde; zarlarla ayrılmış ve içi sıvı dolu, birbiri ile bağlantılı üç kanaldan oluştuğu görülür.
  • Bu kanallardan üstte olana vestibüler kanal, ortadakine kohlear kanal ve alttakine ise timpanik kanal adı verilir.
  • Vestibüler ve timpanik kanalın içi perilenf sıvısı ile doludur.
  • Bu iki kanalın ortasında yer alan kohlear kanalın içi ise endolenf sıvısı ile doludur.
  • Vestibüler kanal; oval pencereye, timpanik kanal ise yuvarlak pencereye açılır.

Kohlear Kanalın tabanında işitme reseptörü olan Corti (Korti) organı bulunur.

  • Korti organı; kohlear kanaldaki temel zar üzerinde basınç dalgalarını aksiyon potansiyellerine dönüştüren bir organdır.
  • Korti organı; basınç dalgaları ile zar potansiyelleri değişebilen kıl hücrelerini taşır.
  • Bu kıl hücrelerinin üzerinde ise çatı zar yer alır.
  • Ses dalgaları kohlear kanaldaki temel zarı hareket ettirdiğinde, çatı zarına bağlı olan kıl hücrelerinde basınç oluşur.
  • Bu basınç ile kıl hücrelerinde zar potansiyeli değişir ve nörohormonlar (nörotransmitterler) salgılanır.
  • Böylece duyu nöronları uyarılarak impuls oluşur.

İşitme Olayı

  • Kulak kepçesi tarafından toplanan sesler kulak yolundan geçerek kulak zarını titreştirir.
  • Kulak zarı titreşimleri sırasıyla çekiç, örs ve üzengi kemiklerine aktarır.
  • Ses titreşimleri oval pencereye ulaşır.
  • Oval pencereden iç kulağa giren ses titreşimleri dalızdan geçer ve salyangoza ulaşır.
  • Salyangozda vestibüler kanal içindeki sıvıda (perilenf sıvısı) basınç dalgası oluşturur.
  • Bu basınç dalgası timpanik kanaldaki sıvıya (perilenf sıvısı) geçerek yuvarlak pencereye ulaşır.
  • Vestibüler kanalda oluşan yüksek basınç dalgaları; kohlear kanalda bulunan temel zarı titreştirir.
  • Bu titreşimler kıl hücrelerini uyarır ve nörotransmitter madde salgılanmasını sağlar.
  • Böylece duyu nöronlarında aksiyon potansiyeli oluşur.
  • Duyu nöronları oluşan impulsları salyangozdan çıkararak önce ön beyindeki talamusa, oradan beynin işitme merkezine (şakak = temporal lop) iletir ve işitme gerçekleşir.

Image Image

Denge

  • Kulak işitmenin yanında dengeden de sorumlu bir organdır.
  • Bu görevi beyincik ile birlikte gerçekleştirir.
  • Denge olayında kulak ve beyinciğin yanında gözlerden ve eklemlerdeki reseptörlerden alınan bilgilerde etkili olur.
  • İç kulakta dengeden sorumlu yapılar;
  1. Yarım daire kanalları (Dinamik dengeyi sağlar)
  2. Kesecik ve tulumcuk adı verilen yapılardır.

Image

1. Yarım Daire Kanalları

  • Üç farklı düzlemde, birbirine dik konumda yerleşmiş, üç kanaldan oluşur. Bu kanalların içi endolenf sıvısı ile doludur.
  • Yarım daire kanallarının şişkin olan tabanında kıl hücreleri demeti bulunur.
  • Bu kıl demetleri Kupula denilen jölemsi bir yapı içinde yer alır.
  • Başımızı hareket ettirdiğimizde yarım daire kanallarındaki endolenf sıvısı kupulaya baskı yaparak kıl hücrelerini eğer.
  • Kıl hücrelerinin bu eğilme hareketi duyu nöronlarda impuls oluşturur.
  • Oluşan impulslar uç beyine ve beyinciğe iletilerek vücudun pozisyonu algılanır ve denge sağlanır.

NOT-1: Dönerken aniden durulursa sıvı hareketi devam edeceğinden baş dönmesi bir süre devam eder.

NOT-2: Yarım daire kanalları; dönme, hızlanma, yavaşlama gibi hareketlerde vücut pozisyonunun korunmasını sağlayan Dinamik Dengeyi sağlarlar.

2. Kesecik ve Tulumcuk

  • İç kulakta oval pencerenin gerisinde bulunan dalız içerisinde yer çekimi ve doğrusal hareketi algılamayı sağlayan reseptörler bulunur.
  • Dalız; kesecik ve tulumcuk denilen iki odacığa sahiptir.
  • Bu odacıkların içinde kıl hücreleri ve otolit taşları bulunur.
  • Otolit taşları kalsiyum karbonattan oluşur.
  • Vücudun konumu değiştiğinde (baş; sağ, sol ya da yukarı, aşağı hareket ettirildiğinde) otolit taşlar hareket eder ve kıl hücrelerine basınç uygulanır.
  • Bu basınç değişikliği duyu nöronlarında impuls oluşturur.
  • İmpulslar beyin sapındaki refleks merkezlerinde değerlendirilir.
  • Böylece yer çekimine göre konum ve doğrusal hareketlerdeki ivme algılanmış olur. (Statik Denge) (Yerçekimine karşı dik duruş)

Üniteye Bağlı Diğer Konular

Soru. 1

Miyop göz kusuruyla ilgili olarak,    I. Kalın kenarlı mercek ile düzeltilmesi sağlanır.    II. Yakını iyi uzağı bulanık olarak görür.    III. Görüntü retinanın önüne düşer.    IV. Mutasyon sonucu ortaya çıkar. özelliklerinden hangileri söylenebilir?

A. I ve II
B. II ve III
C. II ve IV
D. I, II ve III
E. I, III ve IV

Doğru Cevap: D

Açıklaması: Miyop göz kusurunda görüntü retinanın önüne düşer. Bu görüntünün retinaya yönlendirilmesi için kalın kenarlı mercek kullanılır. Miyop göz kusuru mutasyon sonucu çıkan bir hastalık değildir. Bu göz kusurunda yakın normal göründüğü halde uzak bulanık görünür.


Soru. 2

Gözü oluşturan yapılar ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A. Kornea; göze gelen ışığın ilk olarak kırılmasını sağlar.
B. Göz merceği; cismin uzakta yada yakında olmasına bağlı olarak göz uyumunu sağlar.
C. İris; damar tabakada yer alan gözün renkli kısmıdır.
D. Sarı benek; koni reseptörlerinin yoğun olarak bulunduğu ağ tabakada görüntünün net ve ters oluştuğu bölgedir.
E. Göz bebeği; görme sinirlerinin çıktığı retina bölgesidir.

Doğru Cevap: E

Açıklaması: Sorunun doğru cevabı E şıkkıdır.


Soru. 3

İnsan gözünde bulunan bazı yapılar şekilde gösterilmiştir. Gözde koni reseptörlerin en fazla oranda bulunduran (I) ve göz bebeği açıklığının değişmesini sağlayan (II) kısımlar, aşağıdakilerden hangisinde doğru harfler ile eşleştirilmiştir.             I                  II

A. Z                    Y
B. S                   X
C. K                   S
D. X                    Z
E. S                   K

Doğru Cevap: B

Açıklaması: Koni reseptörleri ağ tabakada yer alan sarı benek üzerinde en fazla oranda bulunur (S Yapısı). Göz bebeği açıklığının değişmesini irisin yapısında bulunan düz kaslar sağlar (X Yapısı)


Soru. 4

Aşağıdaki organ çiftlerinden hangisinde kemoreseptörler bulunur?

A. Göz - Kulak
B. Kulak - Burun
C. Dil - Burun
D. Deri - Dil
E. Kulak - Deri

Doğru Cevap: C

Açıklaması: Gözde fotoreseptör, kulakta ise mekanoreseptör vardır. Deride termoreseptör, mekanoreseptör ve acıyı algılayan serbest sinir uçları bulunur. Burun ve dilde ise kimyasal uyarıların algılanmasını sağlayan kemoreseptör çeşitleri vardır.


Soru. 5

Burnun özellikleri ve koku alma duyusuyla ilgili olarak verilen aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?

A. Soluma ile alınan havanın ısıtılmasını ve tozlardan temizlenmesini sağlar.
B. Koku soğanından çıkan sinirlerin büyük bir kısmı, talamusa uğramadan doğrudan beyindeki koku alma merkezine bağlanır.
C. Koku duyusunun algılanmasını sağlayan reseptörler sarı bölge adı verilen kısımda bulunur.
D. Duyu hücrelerinin bulunduğu bölgenin üzeri mukus salgı ile kaplıdır.
E. Uzun süre aynı koku alındığında reseptörler bütün kokulara karşı duyarsızlaşır.

Doğru Cevap: E

Açıklaması: Burun içindeki kıllar ve mukus, solunan havadaki toz ve kirleri tutar. Hava burun içindeki kılcal damarların ısısı sayesinde ısıtılır ve mukus sayesinde bir miktar nemlendirilir. Burun boşluğunun üst tarafında koku alma alanı olan sarı bölge bulunur. Sarı bölgede koku almayı sağlayan koku almaçları bulunur. Koku alma almaçlarının aksonları koku alma soğancığı ile bağlantılıdır.


Soru. 6

Kulakta bulunan yapılardan birisi şekilde gösterilmiştir. Yapıyla ilgili olarak,    I. İç kulakta bulunur.    II. Dengenin sağlanmasında etkilidir.    III. Vücudun dönme hareketini algılar. ifadelerinden hangileri doğrudur?

A. Yalnız I
B. Yalnız II
C. Yalnız III
D. I ve II
E. II ve III

Doğru Cevap: D

Açıklaması: Vücudun dengesinin sağlanmasında iç kulakta bulunan tulumcuk, kesecik ve yarım daire kanalları etkilidir. Kesecik ve tulumcuk yer çekimine karşı vücudun duruşunu, yarım daire kanalları ise dönme hareketini algılar. Şekilde verilen yapı tulumcuktur. Tulumcuk iç kulakta yer alır. İçindeki jelatinimsi maddede otolit taşları bulunur. Vücudun konumu değiştiğinde bu taşlar hareket eder ve duyu hücrelerine basınç yapar.


Soru. 7

İnsan gözüyle ilgili; I. Merceğin ileri - geri hareketiyle göz uyumu sağlanır. II. Görüntünün retina önüne düşmesi durumunda, oluşan görme kusuru, kalın kenarlı bir mercekle giderilir. III. Kırılma sonucu retinaya ulaşan ters görüntü, sinirlerle beyne iletilir ve doğru görme gerçekleşir. IV. A vitamini alacakaranlıktaki görme olayında etkilidir. ifadelerinden hangileri doğrudur?

A. Yalnız III
B. Yalnız IV
C. III ve IV
D. I, II ve IV
E. II, III ve IV

Doğru Cevap: E

Açıklaması: Göz uyumu, merceğin ileri geri hareketi ile değil, kalınlığının değişmesi ile sağlanır. Görüntünün retina önüne düşmesi durumunda oluşan görme kuuru (Miyop), kalın kenarlı bir mercekle giderilir. Kırılma sonucu retinaya ulaşan ters görüntü, sinirlerle beyne iletilerek doğru görme gerçekleşir. Işığın algılanması ve görmeyi sağlayan pigmetlerin öncül maddesi A vitaminidir. A vitamini eksikliğinde gece körlüğü adı verilen hastalık oluşur.


Soru. 8

Bir süre kendi etrafında dönen bir insanın sandalyeye oturduktan sonra baş dönmesi hissinin devam etmesinin nedeni aşağıdakilerden hangisidir? (ÖSYM Sorusu)

A. Yarım daire kanallarındaki sıvının hareketinin devam etmesi
B. Östaki borusunun basınç değişikliğini ayarlayamaması
C. Silli (kıllı) duyu hücrelerinin beyinciğe sinyal gönderememesi
D. Yarım daire kanallarındaki sıvıda basınç dalgalarının genliğinin artması
E. Yarım daire kanallarının her birinin diğer ikisi ile dik olarak konumlanmış olması

Doğru Cevap: A

Açıklaması: Vücut ve vücutla birlikte baş dönüş hareketi yaptığında veya ileriye, geriye ya da sağa, sola büküldüğünde yarım daire kanalları içindeki endolenf sıvısı hareket eder. Bu süreçte insan birden dursa bile yarım daire kanallarının içinde bulunan hareket halindeki endolenf sıvısı hemen duramaz. Bu nedenle baş dönmesi bir süre daha devam eder.


Soru. 9

Temel bağ doku insan vücudunda;    I. Mikroorganizmalara karşı vücudun savunulması,    II. Kanın, hasar görmüş kılcal damar içinde pıhtılaşması,    III. Gözde ışık yansımalarını engelleyerek net görüntü oluşması,    IV. Çevreden alınan bilginin işlenerek değerlendirilmesi işlevlerinden hangilerinde rol oynar?

A. Yalnız I
B. Yalnız II
C. I ve III
D. II ve IV
E. I, III ve IV

Doğru Cevap: C

Açıklaması: Temel bağ dokusu hücrelerinden makrofajlar, yabancı mikroorganizmaları fagositozla etkisiz hale getirir. Plazma hücreleri ise antikor üreterek vücut savunmasına katkı sağlar. Damar tabaka melanin pigmenti içerdiği için gözün içi karanlık bir oda haline gelir ve ışık yansımalarını engelleyerek net görüntü oluşmasını sağlar. Mast hücreleri heparin üretir. Heparin kanın pıhtılaşmasını engelleyen bir maddedir. Çevreden alınan bilgilerin işlenerek değerlendirilmesi sinir sistemi hücreleri tarafından gerçekleştirilir.


Soru. 10

Aşağıdaki şekilde gözün yapısı verilmiştir. Şekilde verilen numaralı yapıların görevleri ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

Image

A. I ⇒ Işığın Kırılması
B. II ⇒ Işığın Göze Girmesi
C. III ⇒ Göz Uyumu
D. IV ⇒ Gözün Beslenmesi
E. V ⇒ Uyartıların Beyne İletilmesi

Doğru Cevap: D

Açıklaması: I ile gösterilen kısım korneadır. Kornea ışığın kırılmasını sağlar. II ile gösterilen göz bebeği ışığın içine girdiği kısımdır. III göz merceği olup uzak ve yakına bakma durumuna göre göz uyumunu sağlar. IV ağ tabaka yani retinayı gösterir. Bu kısmın görevi ışık uyartılarını algılamaktır. Bu uyarılar görme sinirleri (V; Kör Nokta) ile beyindeki görüntü merkezine iletilir.


BiyolojiHikayesi

Öğrencilerimizin TYT (Temel Yeterlilik Testi) ve AYT (Alan Yeterlilik Testi) gibi sınavlara hazırlanırken kullanabilecekleri bilgileri sunuyoruz. Biyoloji konularında güçlü bir temel oluşturmak ve sınav başarınızı artırmak için doğru adrestesiniz!

Bilgilerimiz

Adres

Efeler-Aydın

Email

info@biyolojihikayesi.com

Phone

................

Bülten

© Biyoloji Hikayesi. All Rights Reserved. Designed by Biyoloji Hikayesi
Distributed By: Hamza EROL