Üriner Sisteminin Yapı, Görev ve İşleyişi Konusuna Ait Sayfa

Konu Detayı Sayfası

Üriner Sisteminin Yapı, Görev ve İşleyişi

İnsan Fizyolojisi

Üriner Sistem

2725

Özetini Okumak İçin Tıklayınız...

Üriner Sisteminin Yapısı:

  1. Böbrekler:
    • Böbrekler, idrarın üretildiği ve vücuttan atık maddelerin uzaklaştırıldığı organlardır. Böbrekler, korteks ve medulla olmak üzere kabaca iki bölümden oluşur.
  2. Üreterler:
    • Böbreklerden gelen idrarı mesaneye taşıyan tüplerdir. Peristaltik kasılmalarla idrarı mesaneye doğru yönlendirirler.
  3. Mesane:
    • Mesane, idrarın depolandığı ve geçici olarak saklandığı organdır. İdrarın birikmesiyle hacmi artar ve idrar atımı için bir sinyal gönderir.
  4. Üretra:
    • Mesaneden idrarın dışarıya atılmasını sağlayan tüptür. Erkeklerde ve kadınlarda farklı uzunluklarda olabilir.

Üriner Sisteminin Görevleri:

  1. Atık Madde Uzaklaştırma:
    • Böbrekler, kanı süzerek atık maddeleri ve fazla suyu idrar olarak vücuttan uzaklaştırır.
  2. Elektrolit ve Su Denge:
    • Böbrekler, vücuttaki elektrolit ve su dengesini düzenleyerek homeostazı korur.
  3. Kan Basıncının Düzenlenmesi:
    • Böbrekler, kan basıncını düzenleyen renin ve angiotensin gibi hormonlar üretir.

Üriner Sisteminin İşleyişi:

  1. Filtrasyon:
    • Kan, böbreklerdeki nefronlardan geçerken süzülür ve atık maddeler ile fazla suyu içeren idrar oluşur.
  2. Reabsorbsiyon:
    • Böbrek tüpleri, filtrasyon sırasında kaybedilen bazı maddeleri tekrar emer ve vücuda geri kazandırır.
  3. Sekresyon:
    • Böbrek tüpleri, kan dolaşımına zararlı maddeleri ekler ve böylece idrarın bileşimi ayarlanır.
  4. Üriner Atım:
    • Oluşan idrar, üreterler aracılığıyla mesaneye taşınır ve mesanenin dolmasıyla birlikte dışarı atılır.

Üriner sistem, vücuttaki atık maddelerin uzaklaştırılmasından sorumludur ve vücudun su ve elektrolit dengesinin korunmasına yardımcı olur. Sağlıklı bir üriner sistem, vücuttaki toksinlerin ve atık maddelerin düzenli olarak uzaklaştırılmasını sağlar.

Image

Üriner Sisteminin Yapı, Görev ve İşleyişi

İnsanda üriner sistem;

  • Böbrekler,
  • İdrar kanalları (üreter),
  • İdrar torbası (mesane) ve
  • İdrar boşaltım kanalından (üretra) oluşur.

Image

Böbrekler

  • İnsanlarda yaklaşık olarak 10-12 cm uzunluğunda, ortalama 160 g ağırlığında ve fasulye tanesi şeklinde iki böbrek vardır. 
  • Dış kısmı bağ dokudan oluşan ince bir zarla çevrili olan böbrekler, karın boşluğunun arka tarafında, bel hizasında ve omurganın iki yanında yerleşmiştir.
  • Böbreğin boyuna kesitinde üç kısım ayırt edilir.
  • Dışta koyu kırmızı renkte kabuk (korteks) bölgesi, içte yumuşak ve açık renkli öz (medulla) bölgesi bulunur.
  • Böbreğin orta kısmında ise idrar kanalının çıktığı geniş bir çukur alan vardır.
  • Bu bölge havuzcuk olarak adlandırılır. 
  • Havuzcuk idrar toplama kanallarının sonlandığı kısımdır.

Image

Nefron

  • Böbreklerin yapı ve görev birimine nefron denir.
  • Her böbrekte yaklaşık bir milyon nefron bulunur.
  • Nefronlar, ince uzun boşaltım kanalı ve kılcal kan damarı yumağı olan glomerulustan oluşur.
  • Bowman kapsülünün devamı olan boşaltım kanalı kabuk bölgesinde kıvrımlar yaparak proksimal tüpü, öz bölgesine inerek “U” şeklindeki henle kulpunu, tekrar kabuk bölgesine çıkararak daha az kıvrımlı yapı olan distal tüpünü meydana getirir.
  • Distal tüp, idrar toplama kanalına bağlanır.
  • İdrar toplama kanalları öz bölgesinde malpigi piramitlerini oluşturur.
  • Bu kanallar böbreğin ortasındaki havuzcuk denilen bölgeye bağlanır.
  • Havuzcuk ise böbrekten çıkan idrar kanalına açılır.

Image

Malpigi Cisimciği

  • Glomerulus ve Bowman kapsülünün birlikte oluşturduğu yapıya Malpigi cisimciği denir.
  • Bu yapılar böbreğin kabuk bölgesinde yer alır.

Image

  • Her böbreğe aorttan ayrılan bir böbrek atardamarı girer.
  • Böbrek atardamarı pek çok kola ayrılarak nefronlara kan getiren getirici atardamarları oluşturur.
  • Getirici atardamar, Bowman kapsülü içindeki glomerulus yumağını oluşturan kılcallara ayrılır.Glomerulustan ayrılan kılcallar birleşerek götürücü atardamarı oluşturur.
  • Götürücü atardamar, böbrek kılcallarını oluşturarak nefron kanalcıklarını sarar.
  • Kanalcık etrafındaki kılcal damarlar, küçük toplardamarlar ile böbrek toplardamarına açılır.
  • Böbrek toplardamarı ise böbrekten çıkarak kanı kalbe götüren alt ana toplardamara bağlanır.
  • Glomerulus kılcalları tek katlı epitel dokudan oluşur.
  • Bu kılcallar, iki atardamar arasında bulunduğundan yüksek ve sabit kan basıncına sahiptir.
  • Glomerulus kılcallarının Bowman kapsülünün iç yüzeyini oluşturan epitel doku ile çevrelenmiş olması hem yüksek kan basıncına dayanıklılığı sağlar hem de glomerulus kılcallarından kan hücrelerinin, büyük kan proteinlerinin ve yağ moleküllerinin Bowman kapsülüne geçişini engeller.

Image

İdrar Kanalları

İdrar kanallarının her birinin uzunluğu 25 cm’dir. İdrar kanalları böbreklerin havuzcuk bölgesinden çıkar ve idrar torbasına bağlanır. İdrar kanalının idrar torbasına bağlandığı yerde tek yöne açılan ve idrarın tekrar idrar kanalına geçmesini önleyen kapakçıklar vardır.

İdrar Torbası

Kaslı bir yapı olan idrar torbası kasık bölgesinde yer alır. Esnek bir yapıya sahip olduğundan 1-1,5 Iitre idrar alabilir. Genelde 250-300 cm3’ü dolunca idrar torbasının kasları uyarılır ve boşaltım isteği doğar.

Image

İdrar Boşaltım Kanalı

İdrarın idrar torbasından dışarı atıldığı açıklıktır. İdrar torbası kasılır. Üretranın etrafındaki sfinkter kaslar gevşer ve idrarın üretradan dışarı atılması sağlanır.

Nefronlarda İdrarın Oluşumu

Nefronlarda idrar oluşumu;

  • Süzülme,
  • Geri emilme ve
  • Salgılama olmak üzere üç aşamada gerçekleşir.

Süzülme

  • Aorttan ayrılan böbrek atardamarındaki kan, yüksek basınçla glomerulus kılcallarına akar.
  • Bu basınç, kılcal damar yumağından Bowman kapsülüne difüzyonla madde geçişini sağlar.
  • Bowman kapsülünün iç yüzeyi tek katlı yassı epitelden oluştuğu için madde difüzyonuna uygundur.
  • Kan hücreleri, plazma proteinleri ve yağ molekülleri hariç su, inorganik tuzlar, vitaminler, glikoz, amino asit gibi yararlı maddeler ile üre, ürik asit, amonyak gibi boşaltım maddeleri glomerulustan Bowman kapsülüne geçer.
  • Ancak yağ asitleri ve gliserol küçük molekül olmalarına karşın şilomikron şeklinde taşındığından bowman kapsülüne geçemez.
  • Bowman kapsülüne geçen bu sıvıya süzüntü, olaya ise süzülme denir. 
  • Süzülme hızı, kan basıncı ile doğru orantılıdır.
  • Kan basıncı arttığında süzülme hızı artar ve daha sık idrara çıkılır.
  • Kan basıncı düştüğünde ise süzülme hızı yavaşladığından idrar oranında azalma görülür.

Geri Emilme

  • Glomerulustan Bowman kapsülüne geçen sıvının büyük bir kısmı boşaltım kanallarından geçerken geri emilerek kana verilir.
  • Maddelerin geri emilimleri organizmanın gereksinimi doğrultusunda yapılır ve geri emilimin %90’ı proksimal tüpte olur.
  • Geri emilim hem aktif hem pasif taşıma ile gerçekleşir.
  • Proksimal tüpe geçen sıvı içindeki su osmozla; glikoz, amino asitler, vitaminler, amonyum, bikarbonat iyonları ve tuzlar aktif taşıma ile H+ iyonları ise yoğunluğa bağlı olarak aktif ya da pasif şekilde geri emilir.
  • Henle kulpunun inen kolu suya karşı geçirgendir.
  • Burada suyun kılcal damarlara doğru geri emilimi sağlanır.
  • Ancak tuz ve diğer çözünen maddelere az geçirgendir.
  • Henle kulpunun çıkan kolu ise suya geçirgen olmadığından burada suyun geri emilimi yapılmaz.
  • Bu kanalda klor iyonları aktif, sodyum iyonları pasif taşıma ile geri emilir.
  • Distal tüpte sodyum, klor, bikarbonat iyonları ve esas olarak suyun geri emilimi devam eder.
  • Suyun geri emilimi hipofizden salgılanan ADH ile kontrol edilir.
  • Vücudun su gereksinimine bağlı olarak hipofizden salgılanan ADH miktarı değişmektedir.
  • Eğer kan plazmasının yoğunluğu artmışsa ADH miktarı da artar.
  • ADH miktarına göre distal tüp ve idrar toplama kanalında su geri emilir.
  • Kanın yoğunluğunun azalması durumunda ise ADH azalır ve fazla su idrarla dışarı atılır.
  • Vücut sıvılarının mineral dengesinde, böbrek üstü bezlerinden salgılanan aldosteron hormonu rol oynar.
  • Bu hormonun gereğinden fazla salgılanması durumunda boşaltım kanallarından Na+ ve Cl– emilimi artar.
  • Bu da vücutta fazla oranda suyun tutulmasına yol açarak ödem oluşturur.
  • Distal tüpün çeperleri üreye karşı geçirgen olmadığından burada ürenin geri emilimi gerçekleşmez.
  • Bu nedenle distal tüpte üre yoğunluğu artar.
  • Distal tüpten idrar toplama kanalına geçen süzüntüde suyun emilimi devam ederken üre yoğunlaşarak idrar oluşturulur.
  • Oluşan idrar, idrar toplama kanalları ile havuzcuğa taşınır.
  • Her maddenin kanda bulunması gereken değerine eşik değer denir.
  • Bir maddenin kandaki miktarı eşik değeri aşıyorsa nefron kanalcıklarından geri emilmez ve idrarla dışarı atılır.
  • Bu nedenle şeker hastalarının idrarında glikoza rastlanır.
  • Sağlıklı bir insanda glikoz ve amino asitlerin tamamı, suyun %99’u, sodyum iyonlarının %99,5’i, geri emilir.
  • Su ve pH dengesini sağlamak için ürenin de %50’si geri emilerek tekrar kana verilir.

Not!!! → Boşaltım kanallarında geri emilim nedeniyle glomerulustan Bowman kapsülüne süzülen sıvı ile havuzcukta toplanan sıvının bileşimi birbirinden farklıdır. Glomerulustan Bowman kapsülüne süzülen sıvının tamamı idrarla dışarı atılsaydı vücut suyunun yaklaşık %4’ü ile birlikte glikoz, amino asit ve inorganik tuzlar gibi yararlı maddeler de kaybedilirdi.

Image

Salgılama

  •  Böbreklerde günde yaklaşık 170-190 Iitre sıvı süzülmekte ve %99’u geri emilmektedir.
  • Süzülme ile Bowman kapsülüne geçemeyen bazı ilaçlar, boyalar, amonyak, hidrojen iyonları, potasyum iyonları gibi maddeler kılcal damarlardan aktif taşıma ile proksimal ve distal tüpe verilir.
  • Bu olaya salgılama (sekresyon) denir.
  • Böylece zararlı maddeler kandan uzaklaştırılır.
  • Ortalama olarak günde 1-1,5 Iitre idrar oluşturulur.
  • İdrarın bileşiminde %95 su, %3 üre ve ürik asit gibi organik bileşikler, %2 oranında Na+, K+, Ca+2 gibi iyonlar yer alır. 
  • Sağlıklı bir insanın idrarında glikoz ve amino asitlere rastlanmaz. 
  • Nefron sayısının çok olması nedeniyle vücuttaki tüm kanın kılcallardan geçerek temizlenmesi yaklaşık 10-20 dakika gibi kısa bir sürede gerçekleşir.
  • Böbrekler, idrar oluşturmanın yanı sıra alyuvar yapımında da görev alır.
  • Dokuların yeterli oksijeni alamaması durumunda böbreklerden eritropoietin hormonu üretilir.
  • Bu hormon, kemik iliğinde alyuvar yapımını uyararak kansızlığı önler.
  • Eritropoietin hormonunun %90’ı böbreklerde, geri kalanı karaciğerde üretilir.
  • Bu nedenle böbrek yetmezliği olan hastalarda yeterli hormon üretilemediğinden kansızlık ortaya çıkar.

Üniteye Bağlı Diğer Konular

BiyolojiHikayesi

Öğrencilerimizin TYT (Temel Yeterlilik Testi) ve AYT (Alan Yeterlilik Testi) gibi sınavlara hazırlanırken kullanabilecekleri bilgileri sunuyoruz. Biyoloji konularında güçlü bir temel oluşturmak ve sınav başarınızı artırmak için doğru adrestesiniz!

Bilgilerimiz

Adres

Efeler-Aydın

Email

info@biyolojihikayesi.com

Phone

................

Bülten

© Biyoloji Hikayesi. All Rights Reserved. Designed by Biyoloji Hikayesi
Distributed By: Hamza EROL